Lot Sayısı Az Olan Hisseler

lot sayısı az olan hisseler​

Lot Sayısı Az Olan Hisseler: Riskli Bir Oyun mu, Gizli Bir Fırsat mı?

Merhaba sevgili dostum, borsa dünyasının o heyecan dolu ama bir o kadar da kafa karıştıran sularında yol alırken en çok merak edilen konulardan birine hoş geldin. Eminim, sen de birçok kişi gibi “lot sayısı az olan hisseler” konusunu duymuş, belki de bu hisselerin bir anda fırladığını görünce “Acaba burada gizli bir fırsat mı var?” diye düşünmüşsündür. Piyasanın kendine özgü dili ve dinamikleri, zaman zaman kafamızı karıştırsa da doğru bilgiyi bulmak ve bu bilgiyi doğru yorumlamak, aslında her şeyin anahtarı.

Bu rehberimizde, tam da bu kafa karışıklığını gidermek için buradayız. Seninle sohbet eder gibi, “lot sayısı az olan hisseler” gibi popüler bir terimin aslında finans dünyasındaki tam karşılığını, bu hisselerin sunduğu potansiyel fırsatları ve en önemlisi barındırdığı büyük riskleri adım adım inceleyeceğiz. Amacımız, sana kesinlikle bir “şunu al, bunu sat” demek değil. Zaten unutma, bu makale sadece bilgilendirme amaçlıdır ve bir yatırım tavsiyesi içermemektedir. Aksine, hedefimiz, seni borsa piyasasının karmaşık terimlerine karşı donanımlı kılmak, doğru soruları sormayı öğretmek ve kendi yatırım yolculuğunda bilinçli adımlar atman için ihtiyacın olan pusulayı sunmaktır. Bu yazıyı bitirdiğinde, “İşte aradığım bu!” diyecek, duyumlarla değil, verilerle hareket etmenin gücünü keşfedeceksin. Şimdi hazırsan, bu heyecan verici yolculuğa birlikte çıkalım!

Kavramları Netleştirelim: Lot, Halka Açıklık ve Dolaşımdaki Payın Anlamı

Borsada yeni olan ya da kulaktan dolma bilgilerle ilerleyen birçok yatırımcı, “lot sayısı az olan hisseler” terimini sıkça kullanır. Ancak, bu kavram, hisse senetlerinin piyasa dinamikleri açısından tam olarak ne ifade ettiğini anlamak için yeterli değildir. Aslında, bu terimin altında yatan ve çok daha büyük bir öneme sahip olan asıl kavramlar “halka açıklık oranı” ve “dolaşımdaki pay sayısı”dır. Gelin, bu temel kavramları en baştan, en basit haliyle ele alalım.

Lot Nedir? 1 Lot Gerçekten Ne İfade Eder?

Öncelikle, işin en temel taşı olan “lot” kavramını aydınlatalım. Lot, sermaye piyasalarında bir hisse senedinin veya başka bir menkul kıymetin, kendisi veya katları ile işlem yapılabilecek en küçük birimini ifade eder. Kafan karışmasın, Borsa İstanbul’da bu durum oldukça basit bir kurala bağlanmıştır: 1 lot, 1 adet hisse senedine eşittir ve 1 Türk Lirası nominal değerini temsil eder.  

Yani, borsada bir hisse senedi alırken veya satarken aslında “lot” birimi üzerinden işlem yaparsın. Örneğin, bir hisse senedinden 100 lot aldığında, aslında o şirketin 100 adet hissesine sahip olursun. Bu tanım, aslında “lot sayısı az olan hisseler” teriminin neden tam olarak doğru olmadığını da ortaya koyuyor. Bir hissenin lot sayısının az olması, aslında o hissenin işlem gören toplam miktarının az olduğunu gösterir. Ancak bu, bizi bir sonraki ve çok daha önemli olan kavrama götürür.

Asıl Önemli Konu: Halka Açıklık Oranı ve Dolaşımdaki Pay Sayısı

Sevgili dostum, senin ve benim gibi bireysel yatırımcılar için bir hissenin piyasa dinamiklerini anlamada asıl kritik olan metrik, “halka açıklık oranı” ve “dolaşımdaki pay sayısı”dır. Halka açıklık oranı, bir şirketin toplam hisse senedi sayısı içinde, Borsa İstanbul’da serbestçe alınıp satılabilen hisselerin yüzdesini gösterir.  

Peki, bu oran nasıl hesaplanır? Hesaplaması oldukça basit bir formüle dayanır:

$${Halka Açıklık Oranı (%)} = $$

halka açıklık oranı

Bu formülde, “serbest dolaşımdaki pay miktarı” kavramı çok önemlidir. Bu, şirketin kurucu ortaklarının, yönetim kurulu üyelerinin, stratejik yatırımcıların veya iştiraklerinin elinde bulunan ve genellikle uzun vadeli olarak elde tutulan hisselerin toplam hisse sayısından çıkarılmasıyla elde edilen miktarı ifade eder.  

Diyelim ki, toplam 100 milyon adet payı olan bir şirket var. Bu şirketin kurucuları ve yönetim kurulu üyeleri ellerinde 70 milyon adet payı tutuyorsa, geriye kalan 30 milyon adet pay piyasada serbestçe işlem görüyor demektir. Bu durumda şirketin halka açıklık oranı %30’dur. İşte bu oran, hissenin piyasadaki likiditesini ve fiyat hareketlerini anlamada bize çok daha net bir resim sunar.  

Neden Bu Kavramlar Birbiriyle Karıştırılıyor?

Şimdi gelelim bu kavram karmaşasının nedenine. Bireysel yatırımcılar arasında “lot” terimi daha yaygın ve günlük bir kullanıma sahiptir. “Lot sayısı az” dendiğinde, genellikle akıllara bu hisselerin nadir ve dolayısıyla “değerli” olabileceği, küçük işlemlerle bile fiyatının kolayca yükselebileceği fikri gelir. Ancak bu düşünce, büyük resmin sadece bir parçasıdır.

Aslında, piyasa dinamikleri açısından lot sayısı değil, halka açıklık oranı ve fiili dolaşımdaki pay sayısı, bir hissenin likidite, volatilite ve spekülasyon risklerini belirleyen asıl göstergelerdir. Dolayısıyla, bir hisseyi değerlendirirken popüler terimlerin ötesine geçerek, arkasındaki gerçek finansal metrikleri anlamak, bilinçli bir yatırımcı olmanın ilk ve en önemli adımıdır. Bu adımı atmak, seni borsa dünyasında bir adım öne taşıyacaktır.

Düşük Halka Açıklık Oranına Sahip Hisselerin Anatomisi: Özellikleri, Fırsatları ve Riskleri

“Lot sayısı az olan hisseler” olarak bilinen, yani düşük halka açıklık oranına sahip hisse senetleri, tıpkı iki ucu keskin bir kılıç gibidir. Bir yandan hızlı yükseliş potansiyeliyle yatırımcıları cezbederken, diğer yandan ciddi riskleri de beraberinde getirir. Bu hisseleri değerlendirirken sadece potansiyel kazançlara odaklanmak yerine, risklerini de tüm çıplaklığıyla anlamak hayati önem taşır.

Yüksek Volatilite: Fiyatlar Neden Bir Kuş Gibi Uçabilir veya Çakılabilir?

Düşük halka açıklık oranına sahip hisselerin en belirgin özelliklerinden biri yüksek volatilitedir, yani fiyat oynaklığıdır. Halka açık hisse sayısı az olduğu için, küçük alım-satım emirleri bile hisse fiyatı üzerinde beklenenden çok daha büyük bir etki yaratabilir.  

Mesela, diyelim ki bir şirketin toplam hisselerinin sadece %5’i borsada işlem görüyor. Sen ve birkaç arkadaşın küçük meblağlarla bu hisseyi almaya karar verdiğinizde, piyasadaki arz az olduğu için hissenin fiyatı anında yükselişe geçebilir. Bu, size bir anda kazanç sağlamış gibi görünebilir. Ancak, aynı hissenin büyük bir yatırımcısı elindeki payların sadece küçük bir kısmını satmaya karar verdiğinde, piyasada alıcı bulmak zorlaşabilir ve fiyat adeta serbest düşüşe geçebilir. İşte bu hızlı ve sert fiyat değişiklikleri, düşük halka açıklıklı hisselerin doğasında vardır. Bu durum, doğru zamanda alım-satım yapıldığında büyük fırsatlar sunarken, yanlış zamanda yakalandığında ciddi kayıplara yol açabilir. Yapılan bazı çalışmalar, halka açıklık oranı %10’un altında olan şirketlerin fiyat oynaklığının daha yüksek olduğunu göstermektedir.  

Likidite Tuzağı: Alış-Satış Emirleri Arasındaki Uçurum

Likidite, en basit tanımıyla, bir varlığın piyasa fiyatında büyük bir değişiklik yaratmadan kolayca nakde dönüştürülebilme yeteneğidir. Düşük halka açıklık oranına sahip hisseler, piyasada az sayıda hisse bulunduğu için genellikle düşük likiditeye sahiptir.  

Bu durum, özellikle acil nakit ihtiyacı olan yatırımcılar için büyük bir sorun oluşturabilir. Hisse senedini satmak istediğinde, yeterli sayıda alıcı bulmakta zorlanabilirsin. Veya alıcılar, mevcut piyasa fiyatından daha düşük bir fiyattan alım yapmayı teklif edebilir. Bu da, alış ve satış fiyatları arasındaki farkın (spread) genişlemesine ve senin daha az paraya satmak zorunda kalmana neden olabilir. Düşük likidite, piyasada adeta bir “likidite tuzağı” yaratır; yani, hissenin fiyatı cazip görünse de, onu dilediğin zaman ve fiyattan satmakta zorlanabilirsin. Yüksek hacimli ve likit hisselerde ise bu sorunlarla karşılaşma olasılığın çok daha düşüktür.  

Spekülasyona Açıklık: Piyasa Manipülasyonunun Gölgesi

Düşük işlem hacmi ve sınırlı lot sayısı, düşük halka açıklıklı hisseleri spekülatif hareketlere ve manipülasyona karşı daha savunmasız hale getirir. Bazı kötü niyetli yatırımcılar veya gruplar, fiyatları kısa vadede yapay olarak şişirerek, hisse senedi üzerinde “yoğun bir ilgi” varmış izlenimi yaratabilirler. Bu taktik genellikle “pump and dump” (şişir ve boşalt) olarak bilinir.  

Bu senaryoda, manipülatörler düşük fiyattan hisse senedi toplar, ardından sosyal medya gruplarında veya başka platformlarda asılsız haberler yayarak fiyatta yapay bir yükseliş sağlar. Hisse fiyatı yükseldiğinde ise, kendi ellerindeki hisseleri yüksek fiyattan satarak piyasadan çekilirler. Bu durum, hisse fiyatının aniden düşmesine neden olur ve maalesef, yükselişe kapılıp sonradan alım yapan masum yatırımcılar büyük zararlar edebilir. Unutma, borsa piyasasına olan güveni sarsan bu tür yasadışı faaliyetler, küçük yatırımcılar için ciddi finansal kayıplara yol açabilir.  

Yatırımcının Kırmızı Bayrakları: Manipülasyon Nasıl Anlaşılır?

Manipülasyon, borsa dünyasının en hassas ve tehlikeli konularından biridir. Yasalara aykırı bu eylemlerden korunmak, ancak onları tanıyarak mümkündür. Sermaye Piyasası Kanunu’na (SPKn) göre manipülasyon, iki ana başlık altında incelenir ve her ikisi de yatırımcılar için potansiyel tehlikeler barındırır.  

Bilgi Bazlı Manipülasyon: Duyumlar Değil, Veriler Konuşsun!

Bilgi bazlı manipülasyon, adından da anlaşılacağı gibi, yatırımcıları yanlış yönlendirmek amacıyla asılsız, yanıltıcı veya yalan haberlerin yayılmasıyla gerçekleşir.  

  • Örnekler: “Şirketimiz dev bir birleşmeye gidiyor!”, “Yabancı bir fon bu hissede pozisyon alıyor!”, “Yarın bu hisse tavan olacak!” gibi somut bir gerekçesi olmayan, kesinlik içeren duyumlar bu kategoriye girer.  
  • Sosyal Medya ve Gruplar: Bu tür paylaşımlar sıklıkla Telegram, WhatsApp grupları veya X (Twitter) gibi sosyal medya mecralarında yayılır. Bu platformlarda yapılan yönlendirici ve yanıltıcı yorumlar, bilgi bazlı manipülasyon olarak değerlendirilebilir.  

Unutma, borsada hisse senedi fiyatını etkileyebilecek her türlü bilgi, öncelikle şirketin kendisi tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) aracılığıyla duyurulur. Kulaktan dolma bilgilerle veya sosyal medyadan yayılan duyumlarla hareket etmek, seni büyük risklerin içine sokabilir.

İşlem Bazlı Manipülasyon: Yapay Hacmi Tanımak

İşlem bazlı manipülasyon ise, gerçek bir yatırım amacı taşımayan, sadece fiyatı veya işlem hacmini yapay bir şekilde etkilemek için yapılan işlemleri içerir. Bu manipülasyon türü, teknik analiz gerektirir ve genellikle Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) uzmanları tarafından tespit edilir.  

  • Tahta Şişirme: Yüklü alım emirleri vererek hisseye olan ilginin çok yüksek olduğu izlenimini yaratma, ancak bu emirlerin çoğunun gerçek bir alım niyetini yansıtmamasıdır.
  • Kendi Kendine Alım-Satım (Wash Trade): Aynı kişiye ait farklı hesaplar arasında hisse alım-satımı yaparak işlem hacmini yapay olarak artırma yöntemidir. Bu, hissenin “çok işlem görüyormuş” gibi görünmesini sağlar ve küçük yatırımcıları cezbeder.  
  • Ani ve Gerekçesiz Fiyat Yükselişi: Bir hissenin, şirkete dair somut bir gelişme (yeni bir anlaşma, kâr artışı gibi) olmaksızın, sektör ve endeks ortalamasının üzerinde ani ve sert fiyat yükselişleri göstermesi, işlem bazlı manipülasyon şüphesini güçlendirebilir.  

Manipülasyona Karşı Kendini Korumak İçin Yapabileceklerin

Peki, kendini bu risklerden nasıl koruyabilirsin? İşte sana birkaç altın kural:

  1. Güvenilir Kaynaklara Sığın: Borsa İstanbul ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi resmi kurumların internet siteleri, piyasa verileri ve şirket haberleri için en güvenilir kaynaklardır.  
  2. Kendi Araştırmanı Yap: Bir hisse senedi hakkında karar vermeden önce, şirketin finansal tablolarını, faaliyet raporlarını, yönetim yapısını ve sektördeki konumunu detaylıca incele. Bir hissenin sadece fiyat hareketine odaklanmak, seni yanıltıcı bir yola götürebilir.  
  3. Hacmi İzle: Hisse senedinin işlem hacmini ve fiyat hareketlerini sektör ve endeks ortalamalarıyla kıyasla. Anormal bir hareketlilik fark ettiğinde, bunun ardında yatan somut bir neden olup olmadığını araştır.
  4. Duygusal Kararlar Alma: Bir hissenin “kesin yükseleceği” yönündeki söylemlere kapılıp duygusal kararlar verme. Daima mantık çerçevesinde, kendi araştırmaların ve risk toleransın doğrultusunda hareket et.

Düşük Lot Sayılı Hisseleri Analiz Etme Rehberi: Temel Analiz ve Kontrol Noktaları

Düşük halka açıklık oranına sahip hisselerin risklerini anladığımıza göre, şimdi bu hisseleri nasıl doğru bir şekilde analiz edeceğini konuşalım. Unutma, riskleri bilmek, onlarla başa çıkmanın ilk adımıdır. Doğru bir analizle, potansiyel fırsatları daha iyi değerlendirebilirsin.

Fiili Dolaşımdaki Pay Verisine Ulaşma

Bir hissenin halka açıklık oranını ve fiili dolaşımdaki pay sayısını öğrenmek, o hisseyi analiz etmeye başlamanın ilk adımıdır. Bu verilere ulaşmak oldukça kolaydır.

  • Borsa İstanbul’un Resmi Sitesi: Borsa İstanbul’un resmi internet sitesi ve güvenilir aracı kurumların platformları, her hisse senedinin fiili dolaşımdaki pay sayısını ve halka açıklık oranını güncel olarak yayınlar.  
  • Verileri Nasıl Okumalısın?: Bir hisse senedinin fiili dolaşımdaki pay sayısını bulduğunda, bu sayıyı şirketin toplam pay sayısıyla kıyaslayarak halka açıklık oranını hesaplayabilirsin. Bu veriler, o hissenin likiditesi ve fiyat hareketlerinin ne kadar hassas olabileceği konusunda sana önemli ipuçları verecektir.

Örnek Bir Analiz: Düşük Halka Açıklık Oranına Rağmen Sağlam Şirketler Var mı?

Burada çok önemli bir noktaya değinmemiz gerekiyor: Düşük halka açıklık oranı tek başına bir hissenin kötü veya iyi olduğunu göstermez. Bu oranı, şirketin piyasa değeriyle birlikte değerlendirmek gerekir.  

  • Büyük Piyasa Değerine Sahip Şirketler: Çok büyük piyasa değerine sahip bir şirketin halka açıklık oranı düşük olsa bile, toplamdaki hisse miktarı çok yüksek olabileceği için likidite sorunu yaşamayabilir. Bu durum, piyasa tarafından tolere edilebilir ve hissenin volatilitesi daha az olabilir.
  • Küçük Piyasa Değerine Sahip Şirketler: Öte yandan, piyasa değeri küçük olan bir şirketin düşük halka açıklık oranı, likidite ve manipülasyon risklerini çok daha belirgin hale getirir.  

Bu nedenle, bir hisseyi incelerken sadece halka açıklık oranına odaklanmak yerine, şirketin piyasa değeri, işlem hacmi, temel finansal göstergeleri ve sektördeki konumu gibi faktörleri bir bütün olarak ele almalısın.  

Dikkat! Bu Liste Yatırım Tavsiyesi Değildir

Aşağıdaki tablo, 2025 yılı verilerine göre Borsa İstanbul’da en düşük halka açıklık oranına sahip bazı şirketleri listelemektedir. Bu tablo sadece örnek teşkil etmesi ve konuyu somutlaştırması amacıyla hazırlanmıştır. Buradaki hisse senetleri kesinlikle bir yatırım tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir. Her yatırımcı kendi araştırmasını yapmalı ve risk toleransına uygun kararlar almalıdır.

Şirket Adıİşlem KoduHalka Açıklık Oranı (%)
QNB Finansbank A.Ş.QNBFB0,12
Kent Gıda Maddeleri Sanayii ve Ticaret A.Ş.KENT0,53 / 0,54
QNB Finans Finansal Kiralama A.Ş.QNBFK0,59 / 0,60
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş.KLNMA0,91
Çimentaş İzmir Çimento Fabrikası T.A.Ş.CMENT2,70 / 2,71
Sönmez Pamuklu Sanayii A.Ş.SNPAM4,12 / 4,13
Türk Tuborg Bira ve Malt Sanayii A.Ş.TBORG4,31 / 5,01
İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.ISDMR5,06 / 5,07
Ray Sigorta A.Ş.RAYSG5,32 / 5,48
Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.DGGYO5,56

(Veriler, kaynaklarda belirtilen 2024 ve 2025 tarihli bilgilere dayanmaktadır ve zaman içinde değişiklik gösterebilir.)  

Bilinçli Yatırımcı Olmak: Düşük Halka Açıklık Oranlı Hisselerde Strateji Geliştirme

Borsa, doğru strateji ve bilgiyle hareket edenler için büyük fırsatlar sunan bir alandır. Düşük halka açıklık oranına sahip hisselere yönelirken, sadece birer fiyat grafiği değil, arkasındaki şirketin ve piyasanın fotoğrafını da çekmelisin. İşte sana, bu alanda daha bilinçli bir yatırımcı olabilmen için birkaç temel strateji.

Araştırma ve Sabır: Borsa Macerasının Altın Kuralları

Düşük halka açıklık oranı olan hisseler, kısa vadeli ve hızlı kazanç peşinde olanları cezbedebilir. Ancak, bu hisselerdeki ani fiyat hareketleri, aynı hızda kayıplara da neden olabilir. Bu yüzden, aceleci davranmak yerine, yatırım yapmayı düşündüğün şirketi en ince ayrıntısına kadar araştırmalısın.

  • Şirket Yönetimini Anla: Düşük halka açıklık oranı, şirketin yönetim kontrolünün az sayıda kişide yoğunlaştığını gösterebilir. Bu durum, kurumsal yönetim ve şeffaflık açısından bazı riskler yaratabilir. Şirketin yönetim kalitesini, finansal raporlama alışkanlıklarını ve geçmişini incelemek, bu riskleri anlamana yardımcı olur.  
  • İş Modelini ve Büyüme Potansiyelini Keşfet: Şirketin ne iş yaptığını, sektördeki konumunu, rekabet avantajlarını ve gelecek planlarını anlamak, hissenin uzun vadede değer yaratıp yaratmayacağını öngörmene yardımcı olabilir.
  • Temel Analize Odaklan: Hissenin fiyatı yerine, şirketin kârlılığı, borçluluk durumu, öz sermayesi gibi temel finansal göstergelerine odaklanmak, daha sağlam bir yatırım kararı vermeni sağlar. Unutma, borsa bir sabır oyunudur ve en iyi getiriler genellikle uzun vadeli, temeli sağlam yatırımlardan elde edilir.  

Portföy Çeşitliliği ve Risk Yönetiminin Önemi

Tüm yumurtaları aynı sepete koymamak, borsada risk yönetimi için en temel kuraldır. Düşük halka açıklık oranına sahip hisseler, yüksek riskli varlıklar olarak kabul edilir. Bu nedenle, yatırım portföyünün büyük bir kısmını bu tür hisselere ayırmak yerine, riskini dağıtmayı hedeflemelisin.  

  • Diversifikasyon: Portföyünü farklı sektörlerden, farklı risk profillerine sahip hisse senetleriyle çeşitlendirmek, olası kayıpların etkisini azaltır. Örneğin, BIST 30 Endeksi’nde yer alan, piyasa değeri yüksek ve likit hisselerle , potansiyeli yüksek ancak riskli olan düşük halka açıklıklı hisseleri dengeleyebilirsin.  
  • Risk Toleransını Belirle: Kendi risk toleransını net bir şekilde belirlemeden yatırım yapma. Düşük halka açıklıklı hisselerdeki sert fiyat dalgalanmaları, eğer risk toleransın düşükse, psikolojik olarak seni zorlayabilir ve panik satışlar yapmana neden olabilir.

Unutma, akıllı yatırımcılar, sadece fırsatları değil, aynı zamanda riskleri de yönetmeyi bilenlerdir.

dolaşımdaki lot sayısı az olan hisseler​

Sonuç: Şimdi Sıra Sende: Bilgiyle Güçlen, Adım Adım İlerle!

Sevgili dostum, bu uzun ama umarım aydınlatıcı yolculuğun sonuna geldik. Artık “lot sayısı az olan hisseler” teriminin ardında yatan gerçek kavramları, yani halka açıklık oranı ve dolaşımdaki pay sayısını biliyorsun. Bu hisselerin neden yüksek volatilite, likidite sorunları ve spekülasyon riski taşıdığını, ancak aynı zamanda neden bazı yatırımcılar için cazip olabileceğini de öğrendin. En önemlisi, potansiyel manipülasyon sinyallerini nasıl tanıyacağını ve kendini nasıl koruyacağını keşfettin.

Unutma, borsa bir kumar değil, bir bilgi ve strateji oyunudur. Bir hisseyi “lot sayısı az” olduğu için değil, şirketin finansal gücü, büyüme potansiyeli ve makroekonomik koşullar gibi sağlam temellere dayanarak seçmek, seni başarıya götüren en güvenli yoldur.

Şimdi sıra sende! Elindeki bu rehberi bir başlangıç noktası olarak kullan. Duyumlara kulak asma, kendi araştırmanı yap, verileri oku ve mantığını dinle. Borsa, her zaman yeni bilgilerle kendini geliştirmeyi gerektiren dinamik bir alandır. Bugün öğrendiklerini, kendi finansal hedeflerin doğrultusunda kullan. Şans değil, bilgiyle kazanmak senin elinde!

Sıkça Sorulan Sorular

Halka açıklık oranı zamanla değişebilir mi?

Evet, bir şirketin halka açıklık oranı zaman içinde değişebilir. Bu, şirketin sermaye artırımı yaparak yeni hisse ihraç etmesi veya geri alım programlarıyla kendi hisselerini piyasadan toplaması gibi yönetim kararları sonucunda gerçekleşir. Bu tür değişimler, hissenin likiditesini ve fiyat hareketlerini doğrudan etkileyebilir.  

Düşük halka açıklık oranı her zaman manipülasyon riski mi taşır?

Düşük halka açıklık oranı, hissenin spekülatif hareketlere ve manipülasyona karşı daha hassas olmasına neden olur, ancak bu her düşük oranlı hissenin manipüle edileceği anlamına gelmez. Şirketin büyüklüğü, yönetim kalitesi ve piyasadaki konumu gibi faktörler, bu riski dengeleyebilir.  

Yatırım kararı alırken sadece lot sayısına bakmak yeterli midir?

Kesinlikle hayır. Halka açıklık oranı sadece bir kriterdir. Tek bir metriğe bakarak yatırım kararı vermek, büyük riskler taşır. Yatırım kararı alırken, şirketin finansal tabloları, büyüme potansiyeli, sektör analizi ve piyasa koşulları gibi birçok temel analizi bir arada değerlendirmek gerekir.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir